KİTABU’L-CENAİZ VE’T-TEMENNİU’L-MEVT
النهي
عن البكاء على
الميت
14- Ölü Üzerine Ağlamanın
Yasaklanması
أنبأ عتبة بن
عبد الله بن عتبة
المروزي قال
قرأت على مالك
بن أنس عن عبد الله
بن عبد الله
بن جابر عن
عتيك أن عتيك
بن الحارث وهو
جد عبد الله
بن عبد الله
أبو أمه أخبره
أن جابر بن
عتيك أخبره أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم جاء يعود
عبد الله بن
ثابت فوجده قد
غلب فصاح به
فلم يجبه
فاسترجع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم وقال
غلبنا عليك يا
أبا الربيع
فصحن النسوة
وبكين فجعل بن
عتيك يسكتهن
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
دعهن فإذا وجب
فلا تبكين
باكية قالوا
وما الوجوب يا
رسول الله قال
الموت قالت
ابنته إن كنت
لأرجو أن تكون
شهيدا قد كنت
قضيت جهازك
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فإن الله
قد أوقع أجره
على قدر نيته
وما تعدون
الشهادة
قالوا القتل
في سبيل الله
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم الشهادة
سبع سوى القتل
في سبيل الله
المطعون شهيد
والمبطون
شهيد والغرق
شهيد وصاحب
الهدم شهيد
وصاحب ذات
الجنب شهيد
وصاحب الحرق
شهيد والمرأة
تموت بجمع
شهيدة
[-: 1985 :-] Cabir b. Atik anlatıyor:
Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem), Abdullah b. Sabit hastalandığında
ziyaretine gitti. Ruhunu teslim etmek üzereydi. Seslendi, fakat cevap vermedi.
Bunun üzerine Allah Resulü (s.a.v.):
"İnna lillahi ve
inna ileyhi raciun" dedi ve: "Sana mağlup olduk ey Ebu'r-Rebi'!"
buyurdu. Kadınlar, yüksek sesle ağlamaya başladılar. ibn Atik onları susturmaya
çalıştı. Resulullah (s.a.v.):
"Bırak onlan;
gerekli olunca hiçbir kadın ağlamasın" buyurdu. Oradakiler: "Gerekli
olmak nedir? Ey Allah'ın Resulü?'' diye sordular. "Ölümdür" diye
cevap verdi. Abdullah b. Sabit'in kızı şöyle dedi:
"Ey babacığım!
Senin şehit olduğunu ümit ediyorum. Çünkü sen şehitlik için hazırlığını
yapmıştın." Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Allah onun
mükafatını niyetine göre vermiştir. Siz şehitliği nasıl biliyorsunuz?"
buyurdu. Orada bulunanlar da: "Allah yolunda öldürülmek (diye
biliyoruz)" cevabını verdiler. Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi
ve sellem):
"Allah yolunda
öldürülmenin dışında yedi çeşit şehitlik vardır:
Veba'dan ölen şehittir,
iç hastalıklarından ölen şehittir, suda boğularak ölen şehittir, göçük altında
kalan şehittir, zatülcenb hastalığından ölen şehittir, yangında ölen şehittir,
karnında bebek olduğu halde ölen kadın şehittir" buyurdu.
Hadis 7455 ve 7487 de
gelecek. - Mücteba: 4/13; Tuhfe: 3173.
Diğer tahric: Ebu
Davud 3111; Ahmed b. Hanbel 23753; İbn Hibban 3189,3190.
أنبأ يونس بن
عبد الأعلى
قال حدثنا عبد
الله بن وهب
قال قال
معاوية بن
صالح وحدثني
يحيى بن سعيد
عن عمرة عن
عائشة قالت
لما أتى نعي
زيد بن حارثة
وجعفر بن أبي
طالب وعبد
الله بن رواحة
جلس رسول الله
صلى الله عليه
وسلم يعرف فيه
الحزن وأنا
أنظر من صير
الباب فجاءه
رجل فقال إن
نساء جعفر
يبكين فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم انطلق
فانههن
فانطلق ثم
جاءه فقال قد
نهيتهن فأبين
أن ينتهين
فقال انطلق
فانههن
فانطلق ثم جاء
فقال قد
نهيتهن فأبين
أن ينتهين قال
فانطلق فاحث
في أفواههن
التراب فقالت
عائشة فقلت
أرغم الله أنف
الأبعد أما
والله ما تركت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم وما أنت
بفاعل
[-: 1986 :-] Hz. Aişe anlatıyor:
Mute'de şehit olan Zeyd b. Harise, Cafer b. Ebi Talib ve Abdullah b. Revaha'nın
ölüm haberleri geldiğinde Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Mescid'de
oturuyordu. Üzüntülü olduğu yüzünden anlaşılıyordu. Ben de kapının aralığından
kendisine bakıyordum. Bu arada bir adam geldi ve:
"Cafer'in kadınları
ağlıyorlar" dedi. Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Git ve onları
engelle" buyurdu. Adam gitti ve tekrar geldi, "Ağlamalarını
engellemeye çalıştım, fakat beni dinlemediler" dedi. Resulullah (s.a.v.)
yine: "Git ve onları engelle" buyurdu. Adam gitti, bir süre sonra
geri geldi ve "Engellemeye çalıştım, ama yine dinlemediler" dedi. Bu
sefer Resulullah ((sallallahu aleyhi ve sellem):
"Git ve ağızlarına
toprak saç" buyurdu. Bunun üzerine Hz. Aişe şöyle dedi: "Allah senin
burnunu yere sürtsün. Valiahi ne Resulullah (s.a.v.)'i rahat bıraktın, ne de
buyurduğunu yaptın."
Mücteba: 4/14 ; Tuhfe:
17932.
Diğer tahric: Buhari
1299, 1305, 4263; Müslim 935; Ebu Davud 3122; Ahmed b. Hanbel 24313; İbn Hibban
3147, 3155